Gönen’in işgalini ve kurtuluşunu yaşadı.
Kıymet Gazez,
tam bir cumhuriyet öğretmeni. 103 yaşında!
1915 yılında,
Gönen’de doğan, emekli edebiyat öğretmeni Kıymet Gazez, Atatürk ile iki kez
karşı karşıya geldiğini vurgularken, “40 yıl, Atatürk’ün sayesinde edebiyat
öğretmenliği yaptım. O, olmasaydı, okur-yazar bile olamazdım. Bugün bile
ülkemizde hangi taşı kaldırsak, altından Atatürk’ün bir eseri çıkar.” Dedi.
Kışları Gönen, yazları ise Erdek’te, Cansever Sitesi’ndeki dairesinde yaşayan
Gazez, Atatürk ile ilk karşılaşmasının, Balıkesir’de, Kız Ortaokulu’nun üçüncü
sınıfında öğrenciyken gerçekleştiğini belirtirken, şunları söyledi:
“Müdürlüğünü
Hayri Egeli’nin yaptığı okulumuzun üçüncü sınıfında okuyordum. Sınıfımızda 16
kız vardı. O gün, okulumuza Atatürk’ün geleceği söylendiğinde hepimiz çok
heyecanlandık. Derslere ara verildi ve Atatürk’ü beklemeye başladık. Benim
masam, pencerenin yanındaydı. Atatürk’ten önce onun gri renkli köpeği sınıfa
girip şöyle bir dolaşarak, çıktı. Ardından gri renk bir sivil takım elbiseyle
Atatürk, sınıfımıza girdi. Selam verip bizlere gülümsedikten sonra arkaya,
benim masamın yanına gelerek, arkasını cama dayadı. Bir arkadaşımızı tahtaya
kaldırdı. Bir ara elini, masamın üzerine koydu. O anda uzanıp elini öpmek
istedim ama cesaret edemedim. Bir süre sonra da sınıfımızdan ayrıldı. Bugün,
halen neden Atatürk’ün elini öpemediğime üzülüyorum. Atatürk, o akşam, İstasyon
Meydanı’nda, halka bir konuşma yaptı. Hınca hınç bir kalabalık vardı. Meydan,
bayram yeri gibiydi. Neredeyse tüm Balıkesir oradaydı. Atatürk’ün konuşmasını,
meydanın hemen yanındaki bir akrabamın evinin balkonundan dinledim.”
Bir yıl
sonra, cumhuriyetin 10. Yılında Bursa Öğretmen Okulu’nda öğrenciyken, bu okulun
izcisi olarak Ankara’ya gittiğini belirten Kıymet Gazez, şöyle konuştu:
“O gün,
Atatürk, kurmaylarının da bulunduğu bir araçla stadyuma giderken, çok
yakınımızdan geçti. Elimi uzatsam, ona dokunabilecek kadar yakındım. Atatürk’ün
o yıl orada okuduğu 10. Yıl Nutku’nu canlı bir şekilde dinleme mutluluğuna
ulaştım. O nutkun sonundaki,”Ne mutlu Türk’üm diyene!” cümlesi büyük alkış
toplamıştı.”
Atatürk gibi
bir devlet adamının bir daha dünyaya gelmeyeceğini vurgulayan emekli edebiyat
öğretmeni Kıymet Gazez, “Atatürk, padişahlık döneminin borçlarını ödedi.
Kurtuluş Savaşı’ndan başarıyla çıktı. Devrimleri yaptı. Cumhuriyeti kurdu. Onun
döneminde öğretmenlik maaşım 42 liraydı. Sonra 50 lira oldu. Harca harca
bitmezdi. Paranın değeri vardı.”
GÖNEN’İN İŞGALİNİ VE KURTULUŞUNU
YAŞADI
Doğum yeri
Gönen’in düşman işgalini ve kurtuluşunu gördüğüne işaret eden Gazez, şunları
anlattı:
“İşgal
yıllarında, Gönen’de bir Rum Mahallesi ve Rum Kilisesi vardı. Yunan
askerlerinin kışlası bulunuyordu. Rumlarla Yunanlıların astıkları astık,
kestikleri kestikti. Gönen Müftüsü, Kurtuluş Savaşı’yla ilgili vaaz verdi diye
tırnakları sökülerek, işkenceyle öldürüldü. Bir gece Rumlarla Yunanlılar,
Gönen’de Türk katliamı yapmaya karar verdiler. Müslümanların yaşadığı evlerin
kapılarına, kireçle çarpı işareti koydular. O gece, tüm komşular, bizim evde
toplandılar. Kadınlar, korkudan birbirlerine sarılarak ağlaşıyordu. Ben,
annemin kucağındaydım. Annemin, korkudan titrediğini hissediyordum. Namazlar
kılınıyor, dualar ediliyordu. Hava kararırken, ilçede silah sesleri duyuldu.
Balıkesir’den gelen Kuvay-ı Milliye güçleri ilçemize girerek bizleri kurtarmış,
Yunanlıları yok etmişti. Sabaha karşı minarelerimizden okunan ezanlar,
kurtuluşumuzu müjdeliyordu. Yine hiç unutmuyorum, Yunanlıların, ilçemizden yok
edilmesinin ardından Zeytullah ismindeki kişi, bugünün Darüşşafaka kurumu gibi
bir “Öksüzler Yurdu” açtı. Kurtuluş Savaşı’nda babalarını yitiren çocuklar, bu
yurtta barındırılarak okutulup meslek sahibi yapıldılar.”
İlkokula
başladığı sırada Arapça harflerle öğretim yapıldığına dikkat çeken Gazez, şöyle
konuştu:
“Arap
harflerini hiç sevmedim. Zaten 1. Sınıftan 2. Sınıfa iltimasla geçtim. İkinci
sınıfı Balıkesir’de okudum.1928 yılında, dördüncü sınıf öğrencisiyken, Latin
harfleri kabul edildi. Bu harfleri çok sevdim. Eğer Atatürk, ülkemizde Latin
harflerini getirmeseydi, değil ülkeme 40 yıl hizmet etmek, okur-yazar bile
olamazdım.”
DENGELİ BESLENİYOR
Uzun yaşamın
sırrını öncelikle dengeli beslenmesine bağlayan 103 yaşındaki Kıymet Gazez,
şunları söyledi:
“Beslenme
konusunda doktorların önerilerine aynen uyarım. Aradan 4 saat geçmeden, yeni
bir şey yemem. Meyveyi, yemekten önce yerim. Her yemeğimde zeytinyağı
kullanırım. Sebze yemeklerini tercih ederim. Mecbur kalmazsam et yemekleri
yemem.”
NOT: Bu
söyleşi, Bandırma Ticaret Odası’nın 2017 yılı dergisinde ve diğer yayın
organlarında yayınlanmıştır.
Önder Balıkçı
No comments:
Post a Comment